Siğil Tedavisinde Radyo Frekans Yöntemi
Siğil (veya verruka), cilt yüzeyinde oluşan ve genellikle virüs enfeksiyonu sonucu meydana gelen küçük, kabarık, sert veya yüzeyi pürüzlü cilt lekeleridir. Siğiller genellikle insan papilloma virüsü (HPV) olarak adlandırılan bir virüsün neden olduğu cilt enfeksiyonlarıdır.
Yüz ve el bölgesindeki siğiller genellikle estetik kaygılara yol açabilir. Ancak siğiller, uygun yöntemlerle tedavi edildiğinde, tedavi sonrasında izler genellikle kaybolur. Bu sayede estetik kaygılar giderilmiş olur.
Ayrıca, HPV aşısı ile kendiniz ve ailenizi koruyabilirsiniz. IDEA Klinik, Gardasil 9 aşısı uygulamaktadır. Aşağıda yer alan bağlantıya tıklayayarak, HPV aşısı ile ilgili daha fazla bilgiye ulaşabilirsiniz. https://www.ideaestetik.com/hpv-asisi/
Siğillerin yaygın türleri şunlardır:
- Düz Siğiller (Verruca plana): Düz, pürüzlü ve hafif kabarık olan bu siğiller genellikle ellerin sırtında, yüzde ve bacaklarda görülür.
- İğne Başısı Siğiller (Verruca filiformis): Bu siğiller, ince, uzun ve kabarık bir yapıya sahiptir ve genellikle yüzün etrafındaki bölgelerde, özellikle göz kapaklarında ve burunda bulunur.
- Plantar Siğiller (Plantar verruca): Ayak tabanında, genellikle ağırlık taşıyan bölgelerde görülen siğillerdir. Siğilin içi genellikle beyazdır ve siğilin üzeri kalın bir deri tabakası ile örtülüdür.
- Genital Siğiller (Condyloma acuminatum): Bu tür siğiller genital bölgede, anal bölgede veya cinsel organların çevresinde görülür. Genital siğiller HPV’nin bazı türleri tarafından oluşturulur ve cinsel yolla bulaşabilirler.
Flat ( Düz) Siğiller
Flat yani düz siğiller HPV nin 3, 10, 28 ve 49 numaralı tipleri ile ilişkilendirilen siğillerdir. Bu siğiller genellikle yüz bölgesinde ve kollara görülen siğillerdir. Diğer siğil türlerine göre daha küçük ve yüzeysel siğillerdir. Çocuklarda ve gençlerde daha sık görülmektedir.
Kondilom (Anal ve Genital Bölge Siğilleri)
HPV nin 200 farklı tipi bulunmaktadır. Bunlardan 40 tanesi anal ve genital bölge siğillerinin oluşmasından sorumlu olan virüslerdir. Siğiller iyi huylu lezyonlardır. Ancak anal ve genital bölgede ortaya çıkan siğillerin düşük de olsa kanserleşme riski bulunur. (HPV 18 ve 16 yüksek kanser açısından yüksek riskli, 31, 33, 45, 52, 58, 11,6 tipleri ise düşük riskli türlerdir. Ayrıca bu bölgede ortaya çıkan siğilleri tedavisi diğer siğil türlerine göre daha meşakkatlidir.
Yüz bölgesinde ortaya çıkan siğiller estetik açıdan oldukça rahatsız edici olabilmektedir. Zamanla yayılan bu siğiller istenmeyen görüntülere neden olmaktadır. Bu tür siğiller doğru yöntemle tedavi edilirse ya hiç iz kalmaz ya da fark edilmez hafif bir iz kalabilir. Doğru yöntemle yapılan tedavi sonrasında hem siğiller tedavi edilir, hem de estetik kaygı ortadan kaldırılmış olur.
Filiform (Ağız-Burun Siğilleri)
HPV nin 1,2,4,27 ve 29 tipinden kaynaklı ve ağız, burun, çene, boyun ve göz kapakları çevresinde ortaya çıkan siğillerdir. Siğiller normalde estetik kaygı dışında herhangi bir rahatsızlığa neden olmazlar. Ancak yüz bölgesinde ortaya çıkan siğiller, erkeklerde tıraş esnasında kanama yapabilirler.
Filiform (Ağız-Burun Siğilleri)
HPV nin 1,2,4,27 ve 29 tipinden kaynaklı ve ağız, burun, çene, boyun ve göz kapakları çevresinde ortaya çıkan siğillerdir. Siğiller normalde estetik kaygı dışında herhangi bir rahatsızlığa neden olmazlar. Ancak yüz bölgesinde ortaya çıkan siğiller, erkeklerde tıraş esnasında kanama yapabilirler.
Periungual (Tırnak Siğilleri)
Periungual siğilleri tırnak çevresinde ve tırnak altında bulunan siğillerdir. Siğiller normal şartlarda ağrıya neden olmazlar. Ancak tırnak altında ortaya çıkan siğiller ağrıya ve rahatsızlığa neden olabilmektedir.
Ayak Siğili ve Nasırın Farkları
Nasırların yüzeyi sert ve pürüzsüz görünüme sahiptir, aksine siğillerin yüzeyi karnabahar gibi pütürlüdür. Nasırlar genellikle şeffaf bir renge sahiptir, ancak siğiller daha beyazımsı bir renge sahiptirler. Nasırlar genellikle tek bir lezyon olarak gelişirken, siğiller daha yaygın bir yapıya sahiptirler. Ayaklarda oluşan köklü nasırlar özellikle şiddetli ağrılara yol açabilir. Siğiller ise yapıları gereği ağrıya neden olmazlar, ancak ayak tabanında oluşanlar ezilmeye bağlı hafif düzeyde ağrıya yol açabilirler.
Siğil Neden Olur?
Siğillerin neden olduğu ana faktör, insan papilloma virüsü (HPV) olarak adlandırılan bir virüs türüdür. HPV, cilt ve mukoza zarı gibi vücut yüzeylerine enfekte olabilir ve siğillere neden olabilir. İşte siğillerin neden oluştuğu ana faktörler:
- HPV Enfeksiyonu: Siğiller, çoğunlukla HPV enfeksiyonunun bir sonucu olarak gelişir. HPV virüsü, cilt yüzeyine temas ettiğinde veya kesikler, çatlaklar gibi cilt yüzeyinin hasar gördüğü durumlarda cilt hücrelerine bulaşabilir.
- Bağışıklık Sistemi Zayıflığı: Bağışıklık sistemi, vücudu enfeksiyonlara karşı korur. Bağışıklık sistemi zayıfladığında veya baskılandığında, HPV gibi virüslerin vücutta daha kolay yayılma ve enfeksiyon oluşturma eğilimi artabilir.
- Cilt Teması: HPV bulaşıcıdır ve temas yoluyla kolayca bulaşabilir. Siğili olan bir kişi, siğili diğer kişilere veya vücudun diğer bölgelerine yayabilir.
- Genetik Faktörler: Bazı insanlar, diğerlerine göre daha duyarlı olabilir ve daha kolay siğil geliştirme eğiliminde olabilirler. Bu, genetik faktörlere bağlı olabilir.
- Çocukluk Dönemi: Çocukluk döneminde bağışıklık sistemi henüz tam olarak gelişmediği için çocuklar ve gençler siğillere daha duyarlı olabilirler.
Siğil Nasıl Bulaşır?
Siğiller temasla veya siğili olan kişinin kullandığı eşyanın kullanılması ile bulaşır. Anal ve genital bölge siğilleri ise cinsel temas yoluyla bulaşır.
Siğile neden olan HPV isimli virüs kişiye bulaşır bulaşmaz aktif olmayabilir. Yani virüs vücutta siğile neden olmadan ancak canlı olarak uzun bir süre kalabilir. Buna virüsün kulakça evresi denir. Yapılan araştırmalar HPV virüsünün 2 haftadan 8 aya kadar siğile neden olmadan vücutta canlı kalabildiklerini tespit etmiştir. Bağışıklık sisteminin zayıflaması ile birlikte pasif olarak bulunan virüsler aktif olup siğil oluşmasına neden olmaktadır. Bu nedenle siğiller, siğilli kişi ile temastan çok sonrada ortaya çıkabilmektedir.
Siğil Tedavisi Nasıl Yapılır?
Siğil tedavisi için birkaç farklı teknik kullanılmaktadır. Bunlardan en çok tercih edilenler krioterapi ve radyo frekans yöntemidir.
Radyofrekansla Siğil Tedavisi
Radyo frekans cihazı, ameliyatlarda ve estetik operasyonlarda kullanılan bir cihazdır. Ben tedavisi için tercih edilen radyo frekans cihazı, yüksek ısısıyla ben dokusunu ciltten kontrollü bir şekilde istenilen ölçüde buharlaştırabilir. Bu sayede iz kalma riski en aza indirilmiş olur.
Siğil tedavisi için en avantajlı yöntemlerden biri radyo frekans yöntemidir. Siğil dokusu ciltten kontrollü bir şekilde milim milim buharlaştırılır. Bu sayede iz kalma riski oldukça düşüktür. Tedavi sonrasında ya hiç iz kalmaz ya da sadece konuşma mesafesinden fark edilmeyen hafif bir iz kalır.
Siğil tedavisinin hangi yöntemle yapıldığı çok önemlidir. Eğer uygun yöntem kullanılmazsa tedavi sonrasında estetik kaygıya neden olacak derecede izler kalabilir. Bu nedenle tedavi sonrasında hayal kırıklığı yaşanmaması için doğru yöntem seçilmelidir.
Dikkatinizi Çekebilir >> Hemanjiom (Damar Beni) Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?
Kriyoterapi ile Siğili Dondurma Yöntemi
Krioterapi, dondurma tedavisi olarak da bilinir. Bu tedavide, siğile sıvı azot uygulanarak sıcaklığının düşürülmesi amaçlanır ve böylece siğil dokusu çürüyerek yok olur. Ancak bu tedavide uygulanan azotun ne kadar derine etki edeceği kesin olarak öngörülemediği için tedavi sonrasında iz kalma veya çukurluk oluşma riski bulunur.
İz kalması estetik açıdan istenmeyen bir durumdur, özellikle yüz ve el gibi daha belirgin bölgelerde. Krioterapi, siğilleri ortadan kaldırabilir, ancak estetik kaygıları gidermekte her zaman etkili olmayabilir. Bu nedenle tavsiye edilmeyen bir tedavi yöntemidir.
Ayrıca krioterapi ile siğil tedavisi anal ve genital bölge siğillerinde uygulanması da hastalarda açısından zorlu ve acılıdır. Bu dezavantajlarından dolayı da dondurma tedavisi önerilmemektedir.
Siğil Tedavisinde Nelere Dikkat Edilmeli?
Siğil tedavisinde estetik kaygıları önlemek için doğru yöntemin kullanılması çok önemlidir. Ayrıca tedavi sırasında vücuttaki tüm siğillerin temizlendiğinden emin olunmalıdır. Aksi takdirde kısa süre içinde yeni siğiller ortaya çıkabilir.
Özellikle kondilom tedavisinde, tüm siğillerin temizlendiğinden emin olmak kritik bir öneme sahiptir. Tedavi sonrasında belirli aralıklarla yeni siğillerin olup olmadığı kontrol edilmelidir. Eğer yeni siğiller tespit edilirse, hemen tedavi edilmelidir.
- Al Aboud, A. M., & Nigam, P. K. (2019). Wart (Plantar, Verruca Vulgaris, Verrucae).
- Pasquali, P., Freites-Martinez, A., Gonzalez, S., Spugnini, E. P., & Baldi, A. (2017). Successful treatment of plantar warts with intralesional bleomycin and electroporation: pilot prospective study. Dermatology practical & conceptual, 7(3), 21.
- Leiding, J. W., & Holland, S. M. (2012). Warts and all: human papillomavirus in primary immunodeficiencies. Journal of Allergy and Clinical Immunology, 130(5), 1030-1048.
- Anic, G. M., & Giuliano, A. R. (2011). Genital HPV infection and related lesions in men. Preventive medicine, 53, S36-S41.